Hemen itiraf edelim ki bu başlığın telif hakkı bize ait değil. Kime ait? Onu gerçekten bilmiyorum, daha doğrusu hatırlamıyorum. On beş yirmi sene önce bir kitaba mı, bir yazıya mı ait olduğunu şimdi hatırlamadığım böyle bir başlık çalınmıştı kulağıma.
Yazımın meçhul isim babasına selam olsun. Kendisinden helallik dilemem ne kadar anlamlı düşer onu da bilmiyorum.
Evet, kitap okumanın zararlarını sayıp dökeceğiz başlığın da ihsas ettirdiği gibi. Ama maalesef yerimiz dar olduğu için ancak bir kısmına değinmekle iktifa edeceğiz. Zira bu zararlar o kadar çok ki bunun için makale değil kitap yazmak gerekir.
Anne babalar aman çocuklarınızı kitaptan uzak tutun. Maazallah böyle bir bilgi kaynağının farkına varacak olurlarsa dil kabiliyetleri, önüne geçilemez bir biçimde gelişir de siz sus dediğinizde susmaz, otur dediğinizde oturmazlar. Onların kendi ayakları üzerinde durabilen, dünya görüşlerini kulaktan dolma bilgilerle değil de zihinsel bir özgüvenle savunabilen bireyler olmasını istemiyorsanız aman çantasını, çalışma odasını vesaire iyice gözden geçirin.
Sonra kitap okuyan çocukların bilgisayar oyunlarından da yeterince nasiplenemediği ispatlanmış. Yazık değil mi ama? Arkadaşları akşamki oyunda kaç puan yaptıklarından, kaç kişiyi öldürdüklerinden söz ederken onların mahzun mahzun durmasına hangi ana babanın yüreği dayanır? Bu konudaki tavsiyemiz iş dönüşlerinizde onlara kitap değil “popüler” oyunların yeni versiyonlarını götürün. Merak etmeyin yüzlerindeki mutluluk doğru bir iş yaptığınız konusundaki endişelerinizi alıp götürecektir. Ayrıca kitap okuyan çocukların futbol bilgisinin son derece sınırlı oluğu da tespit edilmiş. Çağımızın zengin fakir, kapitalist sosyalist demeden bütün memleketlerini, bütün insanlarını kendisine ram eden bu spora bigâne mi kalsın yavrularımız? Yakında, geçtik Türk Milli takımını, Brezilyalı oyuncuları yedekleriyle sayamayanlara kız verilmezse şaşmayın.
Baktınız ki çocuğunuz kitap okuyor, hemen ona dışarıyı göstererek eline bir futbol topu tutuşturun. Sakın bu hususta çocuğunuzun milyon dolarlık anlaşmalara imza atan bir kariyer yapması gibi hayallere kapılmayın. İşin içine maddiyatı karıştırıp ihlâsınızı bozmayın. En büyük kârınız çocuğunuzu kitaptan uzak tutmak olacaktır.
Uzmanlar, çocuklarda yeterli ve düzenli televizyon seyredememe sorununa yol açmasını kitabın diğer mühim bir zararı olarak gösteriyorlar. Yapılan araştırmalar, günde iki saat kitap okuyan çocukların iki saat az televizyon seyrettiğini ispatlamış durumda. Peki, bu çocuk hayatı nasıl tanıyacak? Televizyon dizileri olmazsa nasıl ağlayacak, nasıl gülecek? Kurtlar Vadisi’ni takip etmeyen bir gencin karizması eksik kalmaz mı? Böyle yetişen bir çocuğun racondan ne haberi olur? Bütün istatistikler gençler arasında Polat Alemdar’ın rol model alındığını gösteriyor. Sizin çocuğunuz böyle bir örnek karakterden mahrum mu kalsın?
Televizyon dizilerini takip etmeyen bir genç, karşı cinsin ruhunu nasıl kavrayacak? Böyle bir çocuğun kurduğu evliliğin çağdaşlığından söz edilebilir mi? Önce flörtün incelikleri, sonra maceradan maceraya atılmanın bin yolu… Evlilik de tabi ki olacak; fakat illa ki paranın içinde boğulsan da mutlaka rahatın batması, dizilerdeki gibi ayrılıklar, boşanmalar, yeniden kavuşmalar olmalı ki işin tadı çıksın, hayat tekdüzelikten kurtulsun.
Yalnız burada bir parantez açmakta fayda var. Her şeyin olduğu gibi kitap okumanın da bir istisnası olabilir. Evet, bir konuda çocuklarınıza kitap okumalarında müsamaha gösterebilirsiniz. Bilgi yarışmalarına hazırlık amacıyla okumalarında bir sakınca olmadığını üzerinde mutlaka biraz daha fazla durmak icap ediyor. Kitapla haşir neşir olanların diğer insanlara göre çok daha kibar, kurallara saygılı, hoşgörülü, anlayışlı olduğu araştırmayı bile gerektirmeyecek kadar açık bir gerçek. Tehlikenin farkında mısınız?
Çocuklarımızı uyanık yetiştirmek, kibarlığın sünepelik olduğunu kavramalarını sağlamak zorundayız. Yol verip sollanma, ama gerekirse sağla. Kimseye hakkını yedirme, fakat sen herkesinkini yiyebilirsin. Her hayvanın insanlar arasında bir karşılığı vardır. Sen kuzu olacağına kurt olursan kimsenin hakkını yemiş sayılmazsın. Sadece kurtluğunun gereğini yerine getirmiş olursun. İşte çocuklarımızı böyle bir dünyaya hazırlamak zorundayız. Onları kitapların nahif terbiyesine emanet edip bu korkunç cangılın ortasına terk etmek hangi vicdansız ana babanın yapacağı bir iştir?
Son olarak bütün bunları yapsanız da onları kitapların tuzaklarla dolu dünyasından koruyamazsınız. Siz de en az onlar kadar kitaplardan uzak durmalısınız ki kötü örnek teşkil etmeyesiniz. Bunun için mümkün mertebe sizi hep televizyonun karşısında, bilgisayar oyunlarıyla cebelleşirken, tuttuğunuz takımın fanatik bir taraftarı olarak yabancı saha yabancı saha gezerken görmeli ve hatırlamalılar ki biz babamızdan böyle gördük diyebilsinler.
Bunları yaparsanız hiç korkmayın, ne kitap size bulaşır, ne siz kitaba bulaşırsınız. Çocuklarınızın istikbali de kurtulmuş olur.
Yazı: Hasan KURT (Eğitimci)