Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ey imân edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz!..” (Tahrîm, 6)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Çocuklarınıza ikramda bulunun ve terbiyelerine özen gösterin!” (İbn-i Mâce, Edeb, 3)
Âile, çocukların dünya ve ahiret hayatına hazır hale gelmelerini sağlayan en etkili kurumdur. Çünkü âile çocukların uzun ve zahmetli bakımlarının öncelikle sağlandığı bir birim olması yanında, Yaratıcı’ya imân ve ibadet, yaratılana şefkat ve merhamet gibi manevî duygu ve yönelişlerin, körpecik dimağlara ilk olarak ve en tatlı bir şekilde aşılandığı yerdir. Her ne kadar çocuklarımız daha sonra farklı muhitlerden etkilenseler de âileden aldıkları değerler onlar için vazgeçilmezdir. Bu sebeple anne-babaların çocuklarını güzel bir şekilde yetiştirmesi, hayır-hasenât ile donatması, kendileri için bir âhiret mesûliyetidir.
Mesûliyetin gerekleri yerine getirilirken yavrularımıza karşı baskı ve zor kullanmadan, bütün samimiyetimizle, onlar için bir muhabbet ortamı oluşturulmalıdır. Bu ortamı oluşturmanın yollarından biri, çocuklarımıza imkân nispetinde, dozunu taşırmadan ikramda bulunmak ve iltifat etmektir. Efendimiz (sav) çocuklarımıza ikramda bulunmayı ve iyi bir terbiye vermeyi tavsiye etmektedir. Peygamberimiz’in özlü beyanlarını şöyle anlamamız da mümkündür: Çocuklarınızı terbiye etmede tesirli olabilmek için, onlara öncelikle ikramda bulununuz. Nitekim marifet iltifata tabidir. Yani semereyi görmek isteyenler, izzet ikram hususunda fedakârlık içinde olmalıdırlar. Ebeveynin, usûlüne uygun olarak evladına verdiği terbiyenin değeri bir başka hadiste şöyle dile getirilmektedir: “Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha hayırlı bir mîras bırakmamıştır.” (Tirmizî, Birr, 33)