Eskiden dünya eğitime farklı bakıyordu. Eğitim hayatın içinden bir şeydi. Şimdi ise zaman içinde eğitim o kadar evrildi ki, kimsenin ne olduğunu anlamadığı garip bir mahlûk haline geldi. Eskiden eğitim talep-arz ilişkisi ve öğrenci talebe iken, şimdiki arz-talep ilişkisine döndü. Devlet müfredatı arz ediyor, öğretmene ise talep ettirmek, yani pazarlamak kalıyor.
Eskiden eğitim hayatı daha iyi anlamak için vardı, şimdiki eğitim ise hayatı daha karmaşık hale getiriyor.
Eskiden verilen eğitimin % 95'i pratiğe dönüktü, şimdiki eğitimin ise ancak % 5'i pratiğe ve hayata dönük.
Eskiden eğitim ekolleri vardı, her talebe kendi tarzına göre bir medrese-mektep bulurdu. Şimdi ise ekol yok, tek tip müfredat var..
Eskiden mektepler terbiyenin de mekanı idi, şimdi ise terbiyesizliğin mekanı oldu.
Eskiden talim ve terbiye iç içeydi, Şimdi terbiye gitti geriye sadece talim kaldı.
Eskiden "İlmin hocası merak" idi. Şimdi ise ilmin hocası "zorlama" oldu.
Eski eğitim tarzında önemli olan irfandı, şimdi ise önemli olan bilgi.
Eskiden sevgi ve eğitim kelimesi yan yana anılırdı, şimdi ise zor ve eğitim kelimesi yan yana anılıyor: Zorunlu Eğitim
Eskiden dersin kitabı üretilmezdi, güzel bir kitabın dersi olurdu. Bostan ve Gülistan bir ders adıydı mesela.
Eskiden 40 hareketli canlı ancak sabahtan akşama kadar ahırda bekleyebilirdi, şimdi ise okulda bekletilebiliyor.
Eskiden mektep-medreselerin bahçesinde ağaçlar, çiçekler ve şadırvanlar bulunurdu, Şimdi ise sözde 'bahçe'de beton ve asfalt mevcut.
Eskiden yüksek duvarla çevrili, içinde küçük odalar bulunan, giriş-çıkışı kontrol altında tutulan yere hapishane denirdi, şimdi okul deniyor.
Eskiden derse ne zaman ara verileceğine, öğrencilerin durumunu gözeten muallim karar verirdi, şimdi ise bu işe "zil" karar veriyor.
Eskiden önemli olan mezun olmak değil, eğitim sürecinin içinde olmaktı. Şimdi ise önemli olan diploma almak.
Eskiden zeki bir öğrenci, bir mektebi 1 yılda bitirebilirdi. Şimdi herkes merdivenleri tek tek çıkmak zorunda.
Eskiden başarı "sınav puanı" ile alakalı değil "gayret-istek" ile alakalıydı.
Eskiden "merkezi sınav" yapılmaz, kişiye özgü imtihanlar yapılırdı.
Eskiden öğrenciler okul seçmezdi, "muallim" seçerdi. Önemli olan okul değil, "muallim" di.
Eskiden en iyi okullara en gayreti çok olanlar giderdi, şimdi ise iyi okullara parası çok olanlar giriyor.
Eskiden 40 insana bir odada ancak işkence edilebilirdi, şimdi bir odada 40 kişiye sözde eğitim veriliyor.
Eskiden muallimler, o bölgenin eşrafının gelirine denk aylık alırdı, şimdi ise öğretmenler yoksulluk sınırında yaşıyor
Eskiden eğitim bakanlığı yoktu ama eğitimin kendisi vardı. Şimdi ise eğitimin bakanlığı var ama kendisi yok.
Eski sınıf düzeninde herkes birbirinin yüzüne bakardı, şimdiki düzende ise herkes birbirinin ensesine bakıyor.
Eskiden mektep aileler için problem çözme mekanlarıydı, şimdiki okullar ise ailelerin başına yeni dertler açıyor..
Eskiden çocuk "Amin Alayı" adlı şenlikle okula başlardı, şimdi ise "Rahat-Hazır Ol" ve "Andımız" ile okula başlıyor.
Eskiden devlet eğitimin içinde değildi, eğitimi vakıflar ve gönüllü kişiler yürütürdü, şimdi ise eğitim devletin tekelinde.
Özetle şimdiki eğitim paradigmalarımızın çoğu yanlış ve hatalı. Elimizdeki imkânları yıkıp, yeniden bir eğitim felsefesi inşa etmenin zamanı da geldi geçiyor.
Yazı: Mehmet TEBER (Uzman Eğitimci)