Türk dil kurumu ne işe yarıyor, hiç bir icraatını gören oldu mu?
Ben neden MAKSAT yerine "amaç" diyorum?
Neden AHVAL yerine "durum" diyorum?
PUSAT'ın yerini neden "kılıç" aldı?
UHUVVET ve İTTİHAD kelimelerini neden çoğu kimse anlamıyor?
"Öğrenci" kelimesi, TALEBE'nin yerini tutabilir mi?
Gam, keder, hüzün, efkâr, tasa ve melal gibi nice kelimelerin her biri ayrı bir duyguyu (hissi) ifâde ederken, hepsinin yerine kullanılan "üzüntü" bu mânâları ifâde etmeye kâfi gelir mi?
Türkçe gibi zengin bir dil, (lîsan) neden 300 kelime'ye indirgendi? Neden bir imparatorluk/medeniyet dili kabile diline döndü?
Ruhsuz Haçlılardan bize sirâyet eden kelimeler, Osmanlı, Selçuklu ve Endülüs medeniyetlerinin mîrası olan nâif kelimelerin yerini tutabilir mi?
Sadece 300 kelime ile konuşan ve müşâhede eden bir insan, sağlıklı (sıhhatli) düşünebilir mi? Bunun ile ilim, irfan tedris yapılabilinir mi?
Neden insanlar kendini ifâde edemeyip 5 dakikalık kelamdan sonra hakaret ve küfüre tevessül ediyor?
Aynı alfabe olduğu halde, neden dedelerimizin 70 sene evvelki kitaplarını bihakkın anlayamıyoruz?
Türk dil kurumu neden okul kitaplarında ve TV'lerde yerli kelimelerin kullanılması'nın zorunlu (mecbûri) olması için adım atmıyor?
"Türk Dil Kurumu" isminin yerini, Türk Lîsânı Müessesesi alması îcab etmez mi ?
Kurumun ismi bile yabancı, (ecnebi) bu müessese'nin kendine bile hayrı yok.
Yoksa Türk dil kurumu, Dilimizin çoraklaşması, dejenere olması, yozlaşması, asimile olması için mi kuruldu?
Sâhi... Dejenerasyon ne lo?