Köyün Sosyal Tarihi Üzerine Bir Deneme
(Amacım; kolektif belleği ortaya çıkarmaktır.)
GİRİŞ METNİ
2001 yılının 24 Kasım’ında Kızılali güneşi ile ısınırken, Çatak Köyü yollarında 150-200 yıl öncesi dolaşan, konuşan insanları ve yaşadıklarını; evlerini, eşyalarını, uğraşılarını; ektiklerini, diktiklerini ve biçtiklerini düşünmeye başladım.
Bu tasavvur, beni bir tür geçmişi yeniden yaşamaya davet etti. Bu sebeple tanıdık ve bildik şeylerden yola çıkarak insanın dokunduğu her şeyi anlamaya ve anlatmaya çalıştım.
Frengi salgının boşalttığı köyün ikinci defa kurulması için 150 yılın geçmesi gerekirdi. Frengi salgının bütün sosyal, ekonomik, kültürel ve demografik sonuçları da göz önünde bulundurmamız elzemdir.
Zamanla dinî hayata bağlılık insanların acılardan ve toplumsal travmalardan toparlanmasını sağlamıştı.
Bu durumlarda ortak alan, acılardır. Hem frengi sonrası, hem de Bolşevik ihtilâli öncesi ebeveynler çocuklarını, çocuklar ebeveynlerini ve eşler birbirlerini terk etmişler/kaybetmişler. (27/10/2019)
Bir dönem hakkında yorum yapmak, bilgi toplamak veya araştırma yapmak için diğer benzer olayları, gelişmeleri, yerleşim yerleri, insan toplulukları ve kullandıkları aletler, zanaatlar, üretim-tüketim işleri/ilişkileri, para kaynakları, harcama yolları, dünya görüşleri, fikir dünyaları: yaşadıkları ve inandıkları gibi insan hayatının dokunduğu bütün bu şeylerin hangi noktalara geldiğini anlamadan onları nesnel bir mukayese yapmadan bir kanaate varmak, en azından, eksik bir çalışma olacaktır. (07/10/2019-Serdivan)
İnsanî boyutlar, eşyaya, doğaya bakışları, iç zenginlikleri, onları vareden temel dinamikleri incelemek, yorumlamak da gerekir. Bizi yaşatan temel dinamikleri de göz ardı etmemelidir.
“Çağdaş yaşam”ın dayatmaları bizleri 1950’den beri rahat bırakmamıştır, yerinde bırakmamıştır, yozlaştırmıştır ve bozmuştur.
İnsanımız köyden kopunca onun hakkındaki bilgileri de azalmıştır. Temas ve ilişki kopunca anlam ve dostluk da bitiyor. (20-10-2019)