Bugün Türkiye’de yaşayan Müslüman gençliğin pusulası çok fena bir şekilde şaşmış durumda. Bu hâl karşısında ne yapmak lâzım? Fuzûli’nin dediği gibi;
“Konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil…”
Ey gençlik, ey Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşı yaşayan Müslüman gençlik; ne Avrupalı olmayı başarabiliyorsun, ne de Müslüman Asyalı… Bu iki dünya arasında sıkışıp, pusulasız kayalık boğazlarda yön arayan genç taife; gözün, gönlün, ruhun, kâlbin, aşkın, sevgin, rotan, yönün, istikametin nerede? Hangi tarafa yüzünü çevirmişsin? Kıblen ne taraf? Bir düşün ve silkin kendine gel…
Aradığın hiçbir meziyetin aslı ve esası Avrupa’da değil. O halde nerede? İşte burada;
Abdulhâmid Han’a torun olmak isteyen Müslüman gençlik,
Dini Mizacını ; SÜLEYMAN ÇELEBİ’de…
Derinlik ve olgunluğunu ; MEVLANA’da…
Mavera Hummasını ; YUNUS EMRE’de…
Kahramanlık Hayalini ; BATTAL GAZİ’de…
Yiğitlik ve meydan okumayı ; SELAHATTİNİ EYYÜBİ’de…
Allah resulüne itaatini ; HZ: EBUBEKİR’de…
İslam Adaletini ; ÖMER BİN HATTAB’ta…
Tepki ve İsyan Ruhunu ; KÖROĞLU’nda…
Nükte ve Hicvini ; NASRETTİN HOCA’da…
Halk Duygu Kumaşını ; KARACAOĞLAN’da…
Sosyal Adalet ve Yardımlaşmayı ; AHİ EVRAN’da..
Hassasiyet cevherini ; FUZÛLİ’de…
Eda ve Estetik Ruhunu ; BÂKİ’de…
Kuru Mantık ve Aklını ; NABİ’de…
Belagat ve Hırçınlığını ; NEFİ’de…
Şive ve Zarafetini ; NEDİM’de…
İrfan ve İnceliğini ; ŞEYH GALİP’te…
Usûl ve Sistemini ; KÂTİP ÇELEBİ’de…
Tarih Ölçüsünü ; NAİMA’da…
Nas ve Kalıp Bilgisini ; EBU SUUD EFENDİ’de…
Görgü ve Merakını ; EVLİYA ÇELEBİ’de…
Tasavvuf Nezaketini ; İMAM-I RABBÂNİ’de…
İlmî Tahayyülâtını ; ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI’da…
Dekor ve Zevkini ; YESARİ ASIM’da…
Plastik Fikrini ; MİMAR SİNAN’da…
Fonetik Fikrini ; DEDE EFENDİ’de…
Çanakkale Ruhunu ; MEHMET AKİF’te…
Yaşama Zevkini ; YAHYA KEMÂL’de…
Allah Uğruna Cihadını ; NECİP FAZIL’da…
Dik Duruş ve Asaletini ; OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ’de…
Osmanlı’lık Şuurunu ; YAVUZ SULTAN SELİM’de…
Pes Etmeden Cihadı ; FAHRETTİN PAŞA’da…
Allah Uğrunda Ölmeyi ; ÜRDÜNLÜ HATTAB’da
Allah Düşmanıyla Çarpışmayı ; ÇEÇEN ŞAMİL BASAYEV’de…
Bulduktan ve bu hususiyetleri gönül bahçesinde yeşerttikten sonra, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyup bir gün tekrar "İslâm Bayrağını" ufuklarda şahlandıracaktır
EY UFUKLARIN EFENDİSİ DÜNYANIN HAKİMİ OLAN MÜSLÜMAN GENÇ;
Kal'a gibi dik başın bulutlarla yarışsın,
Dalga dalga saçların rüzgârlara karışsın!
Adını nakşedelim, eski-kadim surlara
Sesini haykıralım asırdan asırlara...
Savletinle titresin yeniden doğu-batı
Ve kurulsun Allah'ın ebedi saltanatı...
Ufukları kaplasın bayraklarımız al, al,
Göklere zaferimizi çizsin vahşi bir kartal! .
Kahramanlar büyüsün masalda dev misali,
Eğilsin öpsün gökler, canım nazlı hilali...
Ordularım yeniden Tuna'ya akın etsin!
Bir Yıldırım çıksın da uzağı yakın etsin!
Selam dursun karşısında bütün şerefler, şanlar!
Namını tebcil etsin, yıldızlar Kehkeşanlar...
İçimde hiç sönmeyen bir fetih sevdası var.
Yavuz gibi diyorum: Bu dünya insana dar!
Bir sada duymak için sahralara düşeyim.
Helal olsun bu yolda, varım yoğum herşeyim! ..
Volkan gibi lav atmış, ne susmuş ne sönmüşüm.
Ben bu iman uğruna çılgınlara dönmüşüm.
Bir deha bekliyoruz, gençliğe mihrap olsun,
Ruhları tutuşturan bir ateş mihrak olsun.
Sinesinde birleşsin sağa sola sapanlar,
Kahrolsun Hak dururken zorbalara tapanlar!
Çık, nerdesin, zuhur et! Biz seni bekliyoruz.
Yıllardır yollarında yorgun emekliyoruz..
Musa ol! Hakka yüksel! Tecelli et de Tura.
Zulmet yıkılsın gitsin! Cihan garkolsun nura!
İstiyorum yeniden bir hilkat istiyorum,
Ne hayal, ne kuruntu hakikat istiyorum.
Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum.
Selâm ve Dua ile...
Yazı: Ahmet ANAPALI
Not:Malini gönderen kardeşim Ertuğrul BARIŞIK’ a teşekkür ederim.