Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv          Rss Listesi
 

Duru ve Kuru Türkçemiz - http://www.catak.info/
   
 

M. K. Tırpancı ¬

M. K. Tırpancı

 Duru ve Kuru Türkçemiz

Duru ve Kuru Türkçemiz
 Yazı Boyutu

 Tarih : 14.12.2009 - 00:44:36 


Uzun ve kasavetli Sovyet işgalinde bile oradaki Türkçe bizdeki kadar dejenere olmamış. Yakın tarihimizde bizde güzelim Türkçenin canına okundu.


Azerbaycan Türkçesi ve Bizim Yeni Duru ve Kuru Türkçemiz

BBC’nin Azerbaycan Türkçesi internet sitesini açtım. Haricî İşler Nazırları diyor, yani Dışişleri Bakanları. Neftin kıymeti: Petrolün fiyatı. Seher programı: Sabah programı. Tayyare kazasından nice sağ çıkmak olur: Uçak kazasından nasıl sağ kurtulabilir? Beynelhalk musabaka:Halka açık yarışma (?) Irkçılık ahvaliruhiyyesi: Irkçılık psikolojisi (?) Keyfiyetli kahve: İyi kahve. Matbuat icmali: Basın özeti.

Uzun ve kasavetli Sovyet işgalinde bile oradaki Türkçe bizdeki kadar dejenere olmamış. Azerbaycan’a gittiğimde orada Kültür Bakanlığı’na “Medeniyet Vezareti” denildiğini görmüştüm. “Sosyal Yardım Bakanlığı: “İctimaî Teminat Vezareti.” Tayyarede (uçakta) yolculara “Cenablar, hanumlar!” şeklinde hitab ediliyor. Tuvalete (veya WC’ye) orada “rahathâne” mi deniliyordu tam hatırımda kalmamış...

Yakın tarihimizde bizde güzelim Türkçenin canına okundu.

1920’lerin zengin Türkçesi... Ömer Seyfeddin’lerin, Reşad Nuri’lerin, Yakub Kadri’lerin Türkçesi. Yazılı Türkçe, edebî Türkçe, Medenî Türkçe... 200 bin (yazıyla: iki yüz bin) kelime ihtiva eden Türkçe. Rakam size abartılı gelmesin. Bugün Fince’de bile bu miktarda kelime bulunmaktadır.

Zengin ve ince Türkçe’de “Evet efendim...” denilirdi. Kuru ve duru Türkçe’de aha, oha, muha, yuha deniliyor.

Ne lâtif, ne leziz, ne nefis... Bunun karşılığı “Amma da kral be!” oldu.

—Vâlide-i muhteremeniz hanımefendi nasıllar?

—Anan nasıl!

—Muhterem beyefendi...

— Sayın bay...

—Fakirhâneyi teşrif buyurmanızı istirham ediyorum...

—Bizim eve gel...

—Afiyettesiniz inşaallah...

—Nasılsın be!

Muhtemel olası... Mümkün olanak... Hakim beyefendi sayın yargıç...

Ah Türkçe sana ne oldu!

Dilimizdeki yabancı kelimeler atılmalı ve Türkçe arı ve duru olmalıymış.

Duru olsun derken pek kuru oldu...

Bende Almanca bir “Yabancı KelimelerLügati” var, o lisandaki yabancı kökenli kelimeleri ihtiva ediyor (içeriyor), otuz bin yabancı kelime... Geçenlerde aynı sözlüğün yeni baskısını gördüm, kapağında (50 bin yabancı kelime) diye yazılıydı, aradaki zaman içinde lisanlarını zenginleştirmek için 20 bin yabancı kelime daha almışlar.

Almancadan bunları atarsanız ne olur. Ortaya arı, duru, kuru bir “Öz Almanca” çıkar. Tatsız tuzsuz, berbat, yoksul bir dil.

Türkçe de böyle oldu. Onbinlerce Arapça ve Farsça kökenli kelimeyi attık, cascavlak ortada kaldık.

Paris’teki Gallimard yayınevi bir İstanbul ve civarı turist rehberi çıkartmış. Bunun 48’inci sayfasında ressama yaptırılmış resimler var. Geriye doğru bir baş işareti hayır mânâsına geliyor. Baş öne eğilirse evet demek. Sağa sola sallanırsa şüpheli... Hem olur, hem olmaz mânâsına... Zavallı Türkler, dillerini yitirdikleri için baş göz kaş işaretleriyle ifade-i meram ediyorlar... Allah hiç bir millete böyle bir yoksulluk vermesin.

Aynı rehberin 47’nci sayfasında “Yeni Türk nesilleri dedelerinin mezartaşlarını okumaktan âciz!” diye yazılı.

Bak ne güzel, dil devrimi sayesinde eski kitabeleri okumak zahmet ve külfetinden âzâde olduk. Yaşasın azadlık, yaşasın özgürlük!

Adam profesör olmuş, tarihî üniversite kapısının altından yedi bin kere geçmiş, yukarıdaki büyük kitabeyi okuyamıyor. Türkçe değil mi o kitabe? Türkçe ama bizimki elifi görse mertek sanacak kadar kör ve zır cahil. Zır cahil değil, zırzır cahil...

Böyle giderse karanlıkta anlaşamayacağız. Baş, kaş, göz, el işaretlerimiz görülemeyecek de ondan...

İmge simge ırlamak irdelemek olanak olasılık betik bellek ulusal Kamutay düttürü otlangaç...

Lisanımıza yerleşmiş, bizim olmuş yabancı Arapça ve Farsça kelimeleri atmak, Fuzulî Divanını çöpe atmak demektir. Biz zaten öyle yaptık.

Vatandaşın elinde çarşaf gibi lise diploması var ve Fuzulî Divanını zevk ve haz alarak okuyamıyor. Fuzulî’nin o şirin, o nefis, o yüksek Türkçesi ona Çince ve Tibetçe kadar yabancı.

Şeyh Galib’ten de bir şey anlamıyor, Ziya Paşa’dan da, Tevfik Fikret’ten de.

Fransa’da her yıl Molière’in piyesleri yeniden sahnelenir ve ahali akın akın gidip seyreder.Zevk alır, haz alır, güler, istifade eder.

Bizde 17’nci asırda yazılmış Türkçe bir kitabı, yüksek edebiyat ve tarih uzmanlarından başka kim anlar? Kimse!..

Tûti-i mucize-gûyem... Aha ne dedin.

Mustafa Kemal Paşa, 1919’da Samsun’dan Sultan Vahdettin’e çektiği telgrafı şu cümle ile başlatmıştı:

Atebe-i ulyâ-yı Hazret-i Hilafet-penahîye...

Kuru ve duru Türkçeciler soracaklar? Nesturî veya Süryanî lisanıyla mı yazmış bu telgrafı?

Hayır!.. Türkçe yazmış...

Lisan sadeleşmesin mi? Elbette sadeleşsin. Lâkin fakirleşerek, kuşa çevrilerek, kuru hale getirilerek, yeni nesilleri eski kitapları anlamaz hale sokarak değil.

Mektebi okul yapmanın ne lüzumu vardı?

Muallim kelimesi size batıyordu mu ki, kalktınız durup dururken öğretmen yaptınız?

Hakimin ne kabahati vardı ki, yargıç oldu?

Kanunu niçin Çingiz yasası yaptınız?

Bırakın arı duru Türkçe mavallarını. Siz yeni nesilleri millî kültürden ve kimlikten uzaklaştırmak için yaptınız bu devrimi ve devirdiniz o ulu çınar zengin Türkçeyi.

İngiliz Türkoloğu Hony alay ediyor: I’nın üzerine yanlışlıkla bir nokta konulursa “Diş İşleri Bakanlığı” olur diyor.

Hürriyet bir yerinize mi battı ki, özgürlük yaptınız?

Şu güzelim edebî Türkçenin başına gelenleri görüp de deli olmamak, divane olmamak mümkün mü?

 

Yazı:Mehmet Şevket Eygi –Millî Gazete- 11.10.2006



 
1 2 3 4 5   Bu Yazıya Toplam 15 Puan Verildi
 Kaynak :  A.Nur Tırpancı

 Kategori  Köşe Yazısı

2743 Kişi Tarafından Okundu.

Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Yazara Ait Diğer Yazılar

 
 
 

 

 Duyuru
 Köşe Yazıları

Ahmet TESNİMÎ

Ahmet TESNİMÎ ¬
Dil ve Mahremiyet Üzerine Bir Deneme

Mehmet VARICI

Mehmet VARICI ¬
TARİH TEKERRÜR EDER Mİ?

Eda TOPAR

Eda TOPAR ¬
Yazı Eklenmemiş

İslam Ve Hayat

İslam Ve Hayat ¬
Öz Lisânımız

Rıdvan GÖK

Rıdvan GÖK ¬
SEYİR DEFTERİ

Recep ALMAZ

Recep ALMAZ ¬
Hastalık Bile Bizim İçin Bir Nimettir

M. K. Tırpancı

M. K. Tırpancı ¬
Maksadınız Ne?
 
Henüz Haberlere Puan Verilmemiş..
 
Bugün için Haber Eklenmedi.
Bu Hafta içinde Haber Eklenmedi.
Bu Ay içinde Haber Eklenmedi.
 
 Takvim

Aralık 2024

Pts Sal Çrş Prş Cum Cts Pzr
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
 
 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 5
 Bugün : 565
 Dün : 340
 Toplam : 1367571
 Ip No : 3.145.81.210
     

 
 Son Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi
 
 Popüler Haberler

Son 30 Gün içinde Haber Eklenmedi.
 
 Döviz Bilgileri

  Döviz Alış Satış
  Dolar 35.0619 35.1251
  Euro 22.3034 22.4511
 
 Hava Durumu



 
 Reklam



PageRank Checker



Editörden | Köyümüz | Tarihçemiz | Töremiz | Sülâleler | Yöreden | Eğitim-Kültür | Müellim | Müellif | Serbest Kürsü | Tespitlerim | Şair/Şuur/Şiir | İktibas | Âkif EMRE | Zaruri Yazılar | Gizlilik Politikası


 
 

   © Copyright - 04.04.2009- http://www.catak.info/ - Tüm Hakları Saklıdır. 

Sitede neşredilen yazılar, site yöneticisinden habersiz alıntı yapılamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz.

Bu site

 Çilem.Net altyapısını kullanmaktadır.

62.246,94 saniye.